The Chaos Art

translated by Doğa Aslan

Istanbul's Ballad

İstanbul Türküsü

Orhan Veli

In Istanbul, in Bosphorus

I am a poor Orhan Veli,

I am the son of Veli,

In an unspeakable melancholy.

I sat on the Rumeli Fortress;

I sat and hummed ballads:

‘Istanbul’s marble stones;

They perch on my head, the seagulls;

I break into tears of sorrow;

My coy love

I am like this because of you.

A cinema in the middle of Istanbul;

Do not tell my mother my oddness, sadness;

People talk, make love; for all I care.

My love,

I am the sin lying on your neck!’

In Istanbul, in Bosphorus

I am a poor Orhan Veli;

The son of Veli;

In an unspeakable melancholy.

İstanbul’da Boğaziçi’nde

Bir fakir Orhan Veliyim,

Eli’nin oğluyum,

Tarifsiz kederler içinde.

Rumeli Hisarı’na oturmuşum;

Oturmuşta bir türkü tutturmuşum:

'İstanbul’un mermer taşları;

Başıma da konuyor aman martı kuşları;

Gözlerimden boşanır hicran yaşları;

Edalım

Senin yüzünden bu halim.

İstanbul’un orta yeri sinema;

Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;

El konuşur, sevişirmiş; bana ne?

Sevdalım

Boynuna vebalim!'

İstanbul’da Boğaziçi’nde

Bir fakir Orhan Veli;

Veli’nin oğlu;

Tarifsiz kederler içindeyim.