Kahramandere liman plajındayız.
İzmir’de akşamüstü, alabildiğine mavi,
İzmir’de akşamüstü, bir zevk ve sefa hali!
Hemen karşıda balık ekmek standı.
En kötü soframız böyle olmalı!
Gök arazi körfezle öpüşmekte,
Sevgili koynumdan
Güzel havalara seslenmekte.
Bir şenlik halinde gökteki bulutlar.
Dudak üstü bir ayaz,
Mevsimsiz bir ürperti gezer omuz üstü,
Kahramandere plajında.
Yahut deniz girilecek gibi değil!
Ama yok mu anason benizli kızlar,
Parfüm kokulu, kavun kokulu sofralar.
İzmir’de akşamüstü,
Hatırımdan silinmesin ıslıklar!
Masada aklım ve ben kaldık bir tek.
Yılların dostu kalbim, son olaylardan sonra ortamı terk etmişti.
Bak canım, sesimi duyar mısın bilmem,
Sonuçta iki ayrı dünyanın öksüzüyüz.
Bir akılsızlık var bu uçurtmada.
Bir sana bir bana süzülüyor arazi üstü.
Standart bir cuma günü okul çıkışında, birkaç arkadaşımla Kumbara Gazinosu’nda sohbet ediyorduk...