Bak canım, sesimi duyar mısın bilmem,
Sonuçta iki ayrı dünyanın öksüzüyüz.
Bu saatte seni kim bulacak, bilmem.
Kaybolmuş haliyetin canımı sıkıyor.
Ben dakikalardır buradayım ve
Bu asfalt ve betonun yavrusuyum.
Bu ruh haliyetinle nasıl yaşıyorsun bilmem...
Göğsünde korku yazıyor,
Daralan nefesini ta’ buradan duyuyorum.
Canım insan,
Bizim tasmamız yok.
Sanki ağaçtan düşmüş meyveyiz.
Başımız üstünde çatı var
Ve evsiziz.
Sanki bizi Tanrı doğurmuş.
Hâşâ!
Kim korkak evlat ister?
Geldiğin yere geri dön,
Burada kimse seni bulamaz.
Seni kimse aramıyor.
Sana sormak isterim...
Yaklaşır mısın?
Seni yıllardır tanırım,
Yıllardır beni duymazsın...
Masada aklım ve ben kaldık bir tek.
Yılların dostu kalbim, son olaylardan sonra ortamı terk etmişti.
Standart bir cuma günü okul çıkışında, birkaç arkadaşımla Kumbara Gazinosu’nda sohbet ediyorduk...
Bir akılsızlık var bu uçurtmada.
Bir sana bir bana süzülüyor arazi üstü.
Kahramandere liman plajındayız.
İzmir’de akşamüstü, alabildiğine mavi...